light gazing, ışığa bakmak

Sunday, January 24, 2016

fly away



XIV

stone cracks stone said the old man
sunlight fades sunlight
water drowns water and silence silence
a person can kill the beloved
with love

I am only a seller of dreams
frail and poor
in the night I roam
with the full moon’s golden chariot
in the days I lie dozing with the files
in a figtree’s shade

the subtlest words on my tongue
in my heart the most bruised feelings
how I have wished
to drink tea from a samovar-- just once
with a fellow-spirit
and then like paper and envelope to embrace
and fly to addresses that don’t exist.


Melisa Gürpınar


Yaz Mektupları

taş taşı kırar dedi yaşlı adam
güneş güneşi soldurur
su suyu boğar sessizlik sessizliği
istese öldürür sevdiğini insan
sevgisiyle demek ki

güçsüz ve yoksul bir hayâl satıcısından
başka neyim ki ben
dolaşırım geceleri
altın faytonuyla dolunayın
gündüzleri bir incirin gölgesinde
uyuyakalırım sineklerle birlikte

dilimde sözcüklerin en incesi
ve duyguların en incinmişi yüreğimde
ne çok isterdim
benim gibi biriyle
bir kez olsun semâverden çay içmeyi
ve sonra zarfla kağıt gibi sarılıp birbirimize
uçup gitmeyi olmayan adreslere


2 comments:

Osezar said...

Bir yalnızlık tireni idi bindiğim...

Ana V. said...

Evet...

 
Share